Bağımsız

  Selamlar bunlar devamını getiremediğim birbirinden bağımsız iki paragraf. Ama bulunsun istedim çünkü kısa ve öz. Fazlası gerekmiyor :)

  Bir gün hiç farketmeden birine veda ediyorsunuz. Eski bir arkadaşınıza. Son konuşmanız oluyor. Farkında bile değilsiniz bir daha konuşmayacağınızın, ama bir şekilde sonlanıyor. Bir nedeni yok. Küsmüyorsunuz, sadece bitiyor. Daha çok sevdiğiniz insanlar hayatınızın o kadar merkezine yerleşiyor ki ihtiyaç duymuyorsunuz başka bir kişiye, unutuyorsunuz. Çok garip.

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 

  Mucizelere inanır mısınız? Bence içinde bulunduğumuz an, aldığımız her nefes bir mucize gibi bizim için. Zaman geçtikçe başka duygular tadıyoruz. Başka insanlar tanıyoruz. Kendimizi tanıyoruz. Bazen geride bıraktığımızı sandığımız olaylar çıkıyor karşımıza. Garipsiyoruz. Zamanın akış hızının verdiği bir garipseme bu, küçük bir hatırlama anındaki garip hissiyat. Her şey nasıl da olup bitiyor hemencecik diye düşünülen kısa bir an. Kim olduğunuzu ararken başka insanların hayatlarında kaybolmaktan korktunuz mu? İşte bu çok çaresiz bir an insanın ne yapacağını bilemediği nokta. Ama siz zaten bir mucizesiniz. Onca yaşamın içinde sahip olduğunuz bedeninizle bir mucize olmaya devam ediyorsunuz.

<333

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Altın Gibi Parla!

Anlamsız

İçimizdeki Mavi